28 Aralık 2009 Pazartesi

Havza

Havza'nın doğusunda yer alan Lerdüge Tümülüs’lerinde yapılan arkeolojik araştırmalar ilçenin tarihinin M.Ö. 100 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir. Kasaba şifalı suları nedeniyle yıllarca krallıklar ve beylikler arasında el değiştirmiştir. İsmini, 1156 'da Amasya hükümdarı olan Kavushan'dan almıştır. Kavus adınının ise 1245 tarihinde Selçuklu hükümdarlarından Sadi Paşa tarafından Havza olarak değiştirildiği ileri sürülmektedir. Beylikler döneminde Havza Canik Beylerinden Taşanoğulları tarafından idare edilmiştir. Amasya Valisi 2. Murat, Yörgüç Paşa'yı görevlendirerek Taşanoğullarının egemenliğindeki Havza yöresini Osmanlı egemenliği altına almıştır. Böylece Havza 1430’da Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlılar döneminde Amasya iline bağlı olarak yönetilen Havza, 1882 tarihinde ilçe haline getirilmiş, 1926 yılında ise Samsun'a bağlanmıştır.

Samsun'a uzaklığı 86 km olan ilçenin, kuzeyinde Bafra, güneyinde Suluova ve Merzifon, batısında Vezirköprü, doğusunda ise Ladik ve Kavak ilçeleri yer almaktadır. Havza'nın kuzeyi sıradağlar ile çevrilidir. Batısında Taşan (Tavşan) dağları yer alır. Bu dağların etekleri yayla konumundadır. En önemli akarsuları, ters akan Derinöz ile İstavroz'dur.

İlçenin ekonomisi genellikle tarıma dayanmaktadır. Buğday ve şekerpancarı en fazla üretilen ürünlerdir. İlçenin köylerinde hayvancılıkta yaygın olarak yapılmaktadır. Dağlarla çevrili ilçede orman alanları geniş yer kaplar. Özellikle orman köylerinde yaşayan halk geçimini büyük ölçüde orman ürünlerinden sağlamaktadır.

İlçede çok sayıda un fabrikası faaliyet göstermekte imal edilen unlar çeşitli illere pazarlanmaktadır. Eski ve yeni çeltek denilen mevkii de ise linyit kömürü çıkarılan ocaklar vardır. Bu tür işletmeler ilçede istihdam imkanı sağlamaktadır. Havza'da genellikle küçük çapta imalatın ve çeşitli alanlarda tamir işlerinin yapıldığı bir de küçük sanayi sitesi faaliyettedir. Havza ekonomisinde kaplıca turizmi, temel sektörlerden biri konumundadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder